Çiniler İle Terapi: Huzur Veren Sanat

Çini Tarihi

Çini, süsleme için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha anlamına geliyor. Asurlular zamanına kadar uzanan geleneksel çini sanatı çok eski bir tarihe sahip. Kültürümüzde ise çiniler Karahanlılar zamanından beri var. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı ile de zirveye ulaşmış bir sanattır çini. Çini sanatı bu sanatı icra ederken veya çini sanatçısını bir eser üzerinde çalışırken seyrederken de çini ile terapi yaparak müthiş bir huzur veriyor.

Çini boyarken çini bisküvisine olan temas, çini ham maddesinde bulunan kuvars dolayısı ile de enerji veriyor.

Tahrirleme aşamasındaki fırçanın çini deseni üzerinde raks eder gibi hareketi iç huzuru sağlıyor. Boyama anında da zeminin canlı renkler ile buluşması ve yavaş yavaş çini eserin ortaya çıkması ise çok keyifli.

Çini hamuru yapılırken ham madde olarak %85 oranında kuvars maddesi kullanılıyor. Kuvars saf silisyum dioksit kristallerine denilmektedir. Günümüzde birçok çeşiti olan kuvars maddesi çini yapımında olduğu gibi takı yapımında da sık kullanılır. Yarı değerli bir maden olan kuvars son derece dayanıklı bir maddedir. Çiniyi sağlam yapan kuvars maddesinin insan ruhu üzerinde de olumlu etkileri olduğu söylenmektedir.

Çiniler İle Terapi

Çini sanatı müthiş bir terapidir. Bir desenin çiziminden başlayarak geleneksel çini sanatı inceliklerini öğrendikçe sanata olan ilgi daha da artıyor. Bu sanata başlayanlar zevkle saatlerce kendi ürününün tüm safhalarında sabırla kaliteli bir zaman geçiriyor.

Teknoloji ne kadar gelişse de çini yapım aşamalarıyla çini ile terapi süreci değişmiyor. Desenin iğnelenmesi, kömür tozu yardımı ile çini deseninin çini bisküvisi üzerine aktarımı, tahrirleme, boyama ve fırınlama hala geleneksel yöntemler arasında.

Zaman içinde yolculuk yaparak 15. yüzyıl İznik çini atölyelerine gittiğinizi ve Osmanlı’ da çini sanatı döneminde olduğunuzu hayal edin. Desenlerdeki çiçekler ve motifler, Baba Nakkaş gibi ustaların teknikleri günümüze kadar gelmiş. Hatayi, rumi, çintemani çini motfileri, lale, karanfil, gül, sümbül, nergis çiçek desenleri hala o dönemdeki uslüb ile çiziliyor. Geleneksel çini sanatını o dönemdeki tekniklerle icra etmek müthiş bir keyif veriyor.

Çini kursiyerlerinin birçoğu çini sanatının icrası ile iç dünyasının daha fazla huzur bulduğunu söylemişlerdir. Günlük yaşamın stresini aldığı, üretkenliği ve motivasyonu artırdığı da bilinen gerçekler arasındadır.

Yetişkinlerde olduğu kadar çocuklarda da çini sanatının olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Çocuklara kültürel mirasımızı aktarmanın yanı sıra çini sanatı dikkat ve algılamayı da artırmaktadır.